Travma ve EMDR

Zorlu bir yaşam olayı ile karşılaştığımızda, olayın yükü sinir sitemimize fazla gelir ve beynimiz o anıyı doğal bir akış işerisinde sindirip, hafızamızda sağlıklı ya da sıradan anıların olduğu bölümündede depolayamaz. Aslında beynimiz de tıpkı bedenimiz gibi travmaya maruz kaldıtan sonra kendi kendine iyileşebilme kapasitesine sahiptir. Beden yara aldığında, kendi kendine doğal bir işleyiş içerisinde çalışarak yarayı zamanla iyileştirebilir. Fakat, yarada yabancı bir cisim ya da bedenin doğal işleyişine engel olacak bir şey varsa, iyileşme durabilir, o yara daha fazla acı vermeye başlayabilir ve hatta enfekte olarak daha büyük sağlık sorunlarına neden olabilir. Yara temizlenirse, beden kendi kendini iyileştirme yönünde tekrardan harekete geçer. Beyinmiz de iyileşme yönünde benzer bir doğal itkiye sahiptir. Ancak benzer şekilde, başımıza gelen zorlu yaşam olaylarıyla sinir sistemi, doğal akışını bozacak engellenmelerle karşılaştığında, bizde ciddi duygusal yaralar açabilir ve bu yaraların kendiliğinden iyileşmesi mümkün olmayabilir.

EMDR (Eye movement Desentisization and Reprocessing) - Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi, bize bu engelleri kaldırmada ve böylece beynin kendi iyileştirme sürecini yeniden etkin hale getirmede yardımcı olmaktadır. ​Bunu yaparken kullandığı mekanizma, aslında sadece zihnin ve bedenin doğal çalışma sistemidir. Bu sistem sol beyinin vücudun sağ tarafını; sağ beynin ise vücudun sol tarafını yönettiği bilgisine dayaranak, vücudun sağ ve sol taraflarına verilen uyarımlarla sağ ve sol beyin sıralı şekilde aktive edilmesini içerir. EMDR, bu aktivasyonu kullanarak, işlenmemiş anı ağı arasında takılı kalmış verilerin, adaptif bilgiler ve adaptif anı ağlarıyla bağlantı kurmasına yardımcı olma sürecidir.

Diğer travma terapisi yaklaşımlarının aksine, EMDR rahatsız edici deneyimlerin derinlemesine konuşulmasını ya da seanslar arasında travma(lar)dan kaynaklandığı düşünülen duygu, düşünce ve davranışları değiştirmeye yönelik ev ödevlerini içermez. Onun yerine, EMDR seansları, travmanın çözülmesine yardımcı olma amacıyla, bedenin ve beynin doğal iyileştirme sürecine devam etmesini sağlayacak şekilde planlanmaktadır. EMDR seansında, terapist travmatik anının bileşenleri olan görüntüler, düşünceler, duygular ve beden duyumları ile ilgili kısa sorular sorabilir. Danışan palaşmak istediği ya da paylaşmaya hazır hissettiği kadarını paylaşmayı tercih edebilir. Ardından danışandan bunları aklında tutması ve bir yandan da çift yönlü uyarımları fark etmesi istenir. Çift yönlü uyarımlar görsel, işitsel ya da dokunsal olarak verilen uyarımlar olabilir. Bazen terapistler bu uyarımları vermek için özel olarak geliştirilmiş EMDR aletlerinden faydalanır. Bir süre bu uyarım devam ettikten sonra terapist uyarımı durdurur ve birkaç cümle ile danışandan aklına ne geldiğini paylaşmasını ister. Burada da danışan neyi, ne kadar anlatacağına kendisi karar verir. Düşündüğü her şeyi detaylı bir şekilde paylaşmasına ihtiyaç yoktur. Bu süreç çalışılan anı daha az rahatsız hissettirene kadar devam eder. Sürecin kontrolü tamamen danışanın elindedir. Rahatsızlık hissi çok yoğunlaştığında ya da ara vermeye ihtiyaç duyduğunda istediği zaman danışan süreci durdurabilir.

Travmaya bağlı psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmak için geliştirilen ve etkililiği pek çok bilimsel çalışma ile kanıtlanmış bir terapi yöntemi olan EMDR, zorlu yaşam olaylarının bizde yarattığı duygusal acı karşısında hızlı bir rahatlama sunabilmektedir. EMDR terapisi travma sonrası stres bozukluğu ve travmaya dayalı rahatsızlıkların tedavisinde etkili bir terapi yöntemi olarak, Dünya Sağlık Örgütü ve Amerikan Psikyatri Birliği başta olmak üzere pek çok kurum tarafından tanınmaktadır. EMDR terapisi, her ne kadar başlangıçta sadece Travma Sonrası Stres Bozukluğu teravisinde kullanılmış olsa da son yıllarda yapılan çalışmalar, bu yöntemin Kaygı Bozuklukları, Depresyon, Yas, Disosiyatif Bozukluklar, Kişilik Bozuklukları, Yemek Bozuklukları,  Bağımlılık, Uyku Sorunları, Panik Atak, OKB, Fobi, Migren ve Fibromiyalji gibi sorun alanlarında etkili olduğunu göstermektedir. EMDR terapisi diğer terapi yaklaşımlarına göre daha kısa sürede etki göstermektedir. Ancak birkaç seansta hızlı bir şekilde çözüm beklemek bazı danışanlar ve sorun alanları için pek de gerçekçi bir beklenti olmayacaktır. Yakın zaman travmalarında ya da tek olaylı travma öykülerinde hedef sadece travmanın yarattığı rahatsızlığı ve travma sonrası gelişen bazı semptomları hafifletmek ise bu beklenti gerçekçi olabilir. Fakat yukarıda bahsettiğim sorun alanları, ihmal ve/veya istismarın olduğu güvensiz bağlanma örüntülerini taşıyan, karmaşık-çoklu travmaların öykülerinde zaman zaman karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle de EMDR diğer tüm terapi yaklaşımlarına kıyasla çok daha hızlı ve etkili bir yöntem olarak kendisini ispatlamış olsa da, bu sorun alanlarıyla baş etmek zorunda kalan bazı danışanlarla terapi süreci zaman zaman birkaç ayı hatta bazen birkaç yılı bulabilmektedir.

Uzman Psikolog Gözde Nur Şahin

Size Nasıl
Yardımcı Olabiliriz?

Alanında uzman ekibimizle Habitat Psikoloji çatısı altında tanışın. Bizimle iletişime geçin.

Şimdi Arayın

WhatsApp'dan Yazın