Tüm Dünya’da teknolojinin gelişmesiyle akıllı telefon, tablet, televizyon ve internet, hem ihtiyaç haline gelen, hem sosyalleşme biçimi olarak değerlendirilen, (özellikle 2019 yılı pandemi sebebiyle) hem eğitim/öğretim aracı olarak çeşitli alanlarda kullanılan bu elektronik aletler, yetişkinlerin ve çocukların hayatlarında oldukça önemli bir yere sahiptir. Neredeyse herkesin evinde en az birinin bulunması, ebeveynler ve çocuklar arasında yaşanan problemlerden biri olarak sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Kullanım süreleri ve yöntemleri son dönemde en çok tartışma oluşturan konularından biridir.
Literatürde “ekran zamanı” Rideout tarafından 2013 yılında, televizyon, video oyunları, bilgisayar, akıllı telefon ve tabletler gibi mobil cihazları kullanmak için harcanan zaman olarak tanımlanmıştır. Son dönemlerde yapılan çalışmalar; ebeveynlerin en çok zorlandığı durumlardan biri olan; ekran zamanının çocukluktan yetişkinliğe uzanan gelişimsel evrelerde, “hangi yaşlarda, ne kadar süre ile, ne biçimlerde, nasıl, ne kadar, ne amaçla kullanılması gerektiği” gibi sorulara ışık tutmakta ve kaynak oluşturmaktadır. Teknoloji kullanımının “çocuk ve ergenler” bakımından hem olumlu, hem olumsuz yönleri kullanım miktarına bağlı olarak oldukça değişkenlik göstermektedir.
Literatüre göre ekran süresi ile uyku problemleri arasında oldukça güçlü bir ilişki vardır. Araştırmalar uykunun, bilişsel performans, fizyolojik süreçler, duygu düzenleme ve yaşam kalitesi açısından oldukça önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Yetersiz uyku, artmış obezite ve metabolik fonksiyon bozukluğu riski dahil olmak üzere birçok olumsuz fizyolojik sonuçlarla ilişkilendirilmektedir. Uyumadan önce teknolojik cihaz ekran kullanılmasının, çocuklar arasında geç uyanmak ve gündüz yorgunluğu gibi bozulmuş uyku sonuçları ile ilişkili olduğu ileri sürülmüştür.
Araştırmacılar tarafından dijital teknolojik cihazların kullanımının uykuyu nasıl etkilediğini açıklamak için çeşitli dinamikler ileri sürülmüştür. Bu dinamiklerden ilki, cihazların ekranlarından yayılan ışığın özellikle kısa dalga boyu ışığının, melatonin gibi uyku için gerekli hormonların salınımını baskılayabileceği, azaltabileceği ve sonuç olarak sirkadiyen ritmi yani biyolojik saati, geciktirebileceğidir.
Öne sürülen ikinci dinamik; video oyunları, bilgisayarlar ve cep telefonları gibi teknolojik cihazların uyarıcı etkilerinin, uyku öncesi kullanımının çocukların bilişsel ve fizyolojik uyarılmasına neden olarak uykuya dalışını geciktirmektedir.
Üçüncü dinamik, cihazlardan yayılan elektromanyetik radyasyonun uyku mimarisini değiştirdiği ve uykuya için gerekli olan melatonin hormonunun üretimini geciktirdiğidir.
Son dinamik ise teknolojik cihaz kullanımının uyku veya uyku hijyeni ile ilişkili diğer aktiviteleri (fiziksel aktivite, mobilite vb.) doğrudan etkileyerek uyuma ile ilgili problemlere neden olmasıdır.
Uzman Klinik Psikolog Zeynep Kurt
Alanında uzman ekibimizle Habitat Psikoloji çatısı altında tanışın. Bizimle iletişime geçin.